Birçoğumuz bu sorunun cevabını hayatımızın bir döneminde merak etmişizdir. Matematiğin bilimin temel taşlarına olan katkısı yadsınamaz. Durum böyleyken matematiğin Nobel Ödülleri arasında yer almaması sizce de enteresan değil mi?
Bu konuyla ilgili bazı spekülasyonlar var. Ancak doğruluğunun tartışıldığını baştan belirtmemiz gerekiyor. Çünkü bu iddiaların birkaçı gerçekten de çok ilginç.
Bazı iddialar, İsveçli matematikçi Mittag-Leffler ile Alfred Nobel arasındaki husumetten kaynaklandığını söylüyor.
Nobel Ödülü, birçok bilim insanının hayalini süsleyen bir ödüldür ve İsveçli bir kimyager ve mucit olan Alfred Nobel’in dünyaya mirasıdır. İlk Nobel Ödülleri, Nobel’in ölümünün beşinci yıl dönümünde, 10 Aralık 1901’de, belirli alanlardaki başarıları ödüllendirmek amacıyla verildi. Bu alanlar fizik, kimya, tıp, edebiyat ve barıştı. Daha sonradan altıncı bir kategori olarak ekonomi ödülü, 1969’da İsveç Bankası tarafından eklendi. Dikkat ederseniz kategoriler arasında matematik hiç yok.
Konuyla ilgili ortaya atılan bir iddiaya göre, Nobel’in karısının Mittag-Leffler ile yakın bir ilişkisi olduğunu öğrenmesiyle matematikçilere olan düşmanlığının başladığı düşünülür. Fakat bu iddiayı güçsüzleştiren şey Nobel’in hiç evlenmemiş olmasıdır. Bir sevgilisi ya da sevdiği kişiyle bu senaryonun olma ihtimali daha güçlüdür.
Alfred Nobel’in vasiyetnamesinde belirlediği ödül alanları, dönemindeki önemine göre seçilmiş olabilir.
Nobel, özellikle insanlığın faydasına olan çalışmaları ödüllendirmeyi amaçlamıştı. Fizik, kimya, tıp ve fizyoloji gibi alanlar, o dönemde insan hayatına doğrudan etki eden ve ilgi çeken bilim dallarıydı. Matematik ise bu anlamda diğer bilimler kadar bariz bir şekilde insan hayatına müdahale etmeyen bir bilim dalı olarak görülüyordu.
Nobel, kimya ve fizikle daha yakından ilgilenmiş bir mucitti ve matematikle pek içli dışlı değildi. Bu nedenle, vasiyetnamesinde matematik ödülünü eklememiş olması iddiaların bir diğeridir.
İlk ve orijinal vasiyetinde yalnızca bir ödül bulunduğu ve bu ödülün Barış ödülü olduğu belirtiliyor.
Bazı kaynaklar, Nobel’in vasiyetindeki bu kararı almasının nedenini bir gazete haberiyle ilişkilendiriyorlar. Ölümünden 8 yıl önce; 1888’de, bir gazete yanlışlıkla Nobel’in büyük kardeşi Ludvig Nobel’in ölümünü açıklamak için “Ölüm taciri öldü!” şeklinde bir başlık kullanır. Bu haber, muhtemelen Alfred Nobel’i kastederek yazılmıştır: “İnsanları kısa yoldan öldürecek yöntemlerle zengin olan Albert Nobel, dün öldü!” şeklindeki bu yanlış haberin, Nobel’i derinden etkilediği söylenmektedir.
7 yıl sonra vasiyetini yazarken, bu haberin kendisi üzerinde büyük etkisi olduğu düşünülüyor. Nobel’in en büyük arzusu, “ödüller dağıtılırken kesinlikle milliyet ayrımı gözetilmemesi”ydi.
Aslında cevap çok basit.
Bu alanlar arasında görünüşte birbirinden farklı olanlar bulunsa da Nobel’i yakından tanıyanlar, seçilen bu alanların onun kişiliğine ve dünya görüşüne uygun olduğunu savunacaklardır. Nobel, beş farklı dil konuşabilen, edebiyata ve sanata ilgi duyan, şiir yazan ve sürekli olarak okuyan bir kişiydi.
Buna bakıldığında ise ödüllerin verilmesinde Nobel’in kişisel ilgi ve çalışma alanları büyük bir etkiye sahipti. Nobel, çalışmalarını daha çok fizik ve kimya alanlarına yoğunlaştırmış bir bilim insanıydı ve bu nedenle bu iki alanda ödüller verme kararı almıştı. Aynı zamanda bir edebiyatseverdi ve edebiyat alanına olan sevgisini ifade etmek için bir ödül ekledi. Barış ödülü ise onun barış yanlısı ve idealist yönünü yansıtıyordu.
Matematik, onun gözünde daha teorik ve pratik faydalar sağlama potansiyeli daha az olan bir alandı, bu nedenle ödül kategorileri arasında yer almamıştı.